Dünyanın Önde Gelen Haberleri ve Ansiklopedisi
Slimfit
  1. BİLİM

Dünya Dışı Akıllı Yaşam Formlarının Ortaya Çıkmış Olma İhtimali

Dünya Dışı Akıllı Yaşam Formlarının Ortaya Çıkmış Olma İhtimali
Sakura

Evrende yalnız olup olmadığımız, olmadığımıza dair kanıtları gördükçe de olası akıllı canlıların bizden…

Dünya yüzeyine ulaşan radyoaktivitenin görece ani biçimde yeteri kadar düşmesini takiben, Dünya üzerinde yaşam formlarının en ilkel halleri ile ortaya çıkışları da aynı biçimde hızlı biçimde gerçekleşmiştir diyebiliriz. Elbette buradaki tek önemli etmen azalan radyasyon değil, yeryüzünün stabilizasyonu, ortalama sıcaklıkların organik yaşam formlarının oluşumuna izin verecek ayara gelmesi, jeolojik aktivitenin dengelenmesi gibi birçok etmen canlı evriminin başlangıcı önemliydi.

İlk oluşumlara karşıni çok hücreli yaşam formlarının ortaya çıkışı ve hatta insanlığın yarattığı uygarlığı da bu sürece dahil edersek çok çok daha uzun bir zaman aldı. Neredeyse 4 milyar yıl süren bu aşamaya karşın hızlı oluştuğunu bildiğimiz ilk canlıya en yakın organik formların tam olarak nasıl ve kesin biçimde hangi şartlar altında göründüğünü henüz tam olarak bilmiyoruz. Buradaki bilgi eksiğimiz ise, evrende başka yaşam formlarının bulunmasını ve dünyadakine benzer ve başka hangi şartlar altında (kozmolojik ve atmosferik) canlı oluşumunun mümkün olabileceği sorusunun cevaplanmasını etkiliyor.

Proceeding of the National Academy of Sciences'ta yayımlanan yeni bir çalışmada Columbia Üniversitesi Astronomi Bölümü'nden Dr. David Kipping Bayesci veya Bayezyan Enfarans (İng. Bayesian inference) istatistiki metodu ile uzayda dünya dışı karmaşık yaşamların nasıl gelişebileceği sorununu aydınlatmaya çalıştı. Kipping'e göre yukarıda bahsettiğim, Dünya üzerinde yaşamın hızlı biçimde ortaya çıkışı ve insan aklının yavaş ve geç gelişimi bu soruyu cevaplamada oldukça güçlü temeli olan bir fikir veriyor aslında. Mevcut araştırmasında da kendisi yürüttüğü analiz ile bu süreçleri kantifiye etmenin mümkün olduğunu gösterdi.

Bunun için jeolojik kayıtlardaki ilk yaşam izlerine dair veriler ile insanlığın ortaya çıkış evriminin kronolojisini masaya yatırdı. Çalışmanın temelini anlamak için de Kipping'in kafasındaki araştırmaya yataklık eden felsefi soruyu belirtmekte fayda var.

Dünya tarihi tekrar tekrar yinelenecek olursa her birinde benzer akıllı yaşamların ortaya çıkışı için gerekli ortalama asgari süre nedir?

Kipping bu soruyu cevaplamak için önden sezilmiş cevapları 'olası' dört grupta topladı: Yaşam evrende yaygındır ve sıklıkla akıllı formlar oluşmuştur, yaşam nadir olarak ortaya çıkar ama çıkanlar içinde akıllı formların evrilmesi oldukça sık görülür, yaşam yaygındır ancak zeki formların ortaya çıkışı nadirdir ve son olarak yaşam da zeki formlar da nadiren evrilir.

Bayezyan istatistikte temel olarak bir hipotezin olasılığı sürekli olarak faktölerine göre değiştirilerek hipotezin veya aksinin kanıtlanması ve bilgi haline gelmesi sağlanmaya çalışılır. Kulağa güven verici gelmese de aslında, sistem kendi sağlamasını yapmakta yani kesin olarak yanlış olacak bir hipotezin herhangi bir koşul altında bu istatistiksel çıkarım metoduna göre bilgi haline gelmesi mümkün olmamaktadır. Olasılık güncellenirken sonuçların doğruluk oranı da belirlenir ve bir anlamda da modellenmiş olur. Hatta önermenizin aksini belirten deliller ile, önermeniz sürekli olarak ve tekrarlanan biçimde teste tabi tutulmuş olur. Bu nedenle de olasılık değerinizi modifiye ederek çoğu zaman da azaltmak zorunda kalarak bu pozitif geribildirim sürecini işletip pozisyonunuzun yani akli önermenizi test etmiş olursunuz.

Kipping bu şekilde yukarıda belirtilen dört hipotezi birbirine göre Bayezyan çıkarım hesaplamalarına tabi tuttu. Bu metotta her zaman önceki istatistiki dağılımın derlenmesi gerekir ama tekrarlanan neredeyse her seferde evrende yaşamın yaygın olduğu senaryolar nadir olanlardan dokuz kat daha muhtemel görünüyordu.

Çalışmadaki analizin dayandığı veri ise yaşamın, Dünya okyanuslarının oluşmasından sonraki 300 milyon yıl içinde ortaya çıkmış olduğuydu. Bunu da zirkon depozitlerindeki karbon-13 mahrumiyetinden anlıyoruz. Dünya'nın ömrüne nazaran çok hızlı gelişen bu ilk formlar Kipping için bunlardan gelişecek zeki varlıkların ne sıklıkla _evren genelinde- geliştiğine bağlı olarak oran 9'a 1 veya daha yüksek olduğu anlamına geliyor.

Kipping'in vardığı sonuç ise, eğer Dünya benzeri şartlara sahip gezegen sayısı ve evrimsel zaman çizelgesi Dünya'dakine benzeyen gezegen sayısı sanıldığı kadar çok ise, demek ki başka birçok gezegende Dünya'dakine benzer bir hızda canlı formları ortaya çıkmış olmalı.

Peki bu uzaylıların karmaşık, farklılaşmış ve zeki olması olasılığı nedir?

Burada da gerçekçi oranın bir yaşam formunun ortaya çıkışının yaygın mı yoksa nadir mi olduğundan daha düşük olduğunu görüyoruz. Yapılan Bayezyan analize göre zekanın ortaya çıktığı yaşama sahip olan gezegenlerin, zekanın ortaya çıkmadığı ancak yaşam olan gezegenlere oranı 3'e 2 olmalı.

Bu oran da Dünya'daki zeki yaşam formunun ortaya çıkışının yavaşlığı ile tutarlılık gösteriyorsa da aynı zamanda Dünya'daki süreci yeni baştan başlatırsak tekrar bizim veya bizim gibi zeki bir formun ortaya çıkışının nereyde imkansız olduğunu gösteriyor.

Drake formülasyonuna bu veriler uygulandığında evrende daha kaç yıldız sistemindeki kaç yaşam zonunda bulunan gezegende yaşam ve akıllı yaşam formlarının gelişmiş olduğuna dair kavrayışımız da güncellenecek ve değişecektir.

Bir kesinlik ve kanıt niteliği taşımasa da istatistiki metotlara göre, yalnızca Dünya'daki -doğal olarak- verilere dayalı bu hesap bize en azından hangi hipoteze daha yakın durmamız gerektiğine dair müthiş bir bakış açısı kazandırıyor. 

kaynak: https://bilimfili.com

Makaleni beğendinizmi? Sosyal medyada takip edin!

Küfür, hakaret, rencide edici ve büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmayacaktır.

Sakura

San Francisco temelli bir firmanın tavuk tüyünden laboratuarda yetiştirdiği tavuk eti

Editörün Seçimi