Dünyanın Önde Gelen Haberleri ve Ansiklopedisi
Slimfit
  1. TÜRKİYE

‘Mezar kurutan ilaç’ sofrayı zehirledi mi?

‘Mezar kurutan ilaç’ sofrayı zehirledi mi?
Sakura

Alman devi Bayer, ‘Roundup’ tarım ilacındaki ‘glifosat’ın kansere yol açtığı iddiasıyla açılan davalardan…

Uzun yıllardır dünyanın konuştuğu ‘glifosat’ etken maddeli tarım ilaçları, Alman ilaç ve kimya devi Bayer’in; hakkında açılan davalarda anlaşmaya gitmesiyle yeniden gündemde...

Davaların nedeni ise, bu etken maddenin kansere yol açtığı iddiaları! 

İlaçları satanlar, yabani ottan kurtulmak için kullanılan ‘glifosat’ etken maddeli ilaçların; tüm yeşil bitkileri öldürme özelliği olduğu için mezarlık bölgesi, tren yolları, otopark alanları, kaldırım bölgelerindeki otlara karşı kullanılması uyarısını yapıyor.

Uzmanlar ilacın, toprağın ve toplumun sağlığı açısından risklerine dikkat çekiyor.

Alman Bayer’den yapılan açıklamada, ‘Roundup’ isimli ilaçta bulunan glifosat maddesinin kansere yol açtığı iddiasıyla şirket hakkında ABD’de açılan davalardan vazgeçmeleri için davacıların yüzde 75’i ile anlaşıldığı bildirildi. Anlaşmalar karşılığında 10.9 milyar dolarlık ödeme yapılacak.

Meyve, fındık, mısır

Ekili olmayan alanlardaki otları kurutmak için kullanılan bu ilaçlar, bağda bahçede ise yabani ottan kurtulmak için tercih ediliyor.

Özellikle meyve bahçelerinde kenarlarda, bahçe merkezinde çıkan yabani otun temizlenmesi; fındık ocaklarının ottan arındırılması; pamuk, kanola, mısır gibi ekim alanlarının temizlenmesi için sıkça tercih edildiği biliniyor.

Karadeniz Bölgesi’nden ulaştığımız bir fındık üreticisi, ilacın kullanım alanı dışına çıkarıldığını belirtirken, “Normalde yabani otlara, dikenlilere kullanılması gerekirken insanlar ot biçmek zor olduğu için arazinin tamamına da bu ilacı vurabiliyor” değerlendirmesini yaptı.

Bu ilaçların ekim alanları dışındaki otları yok etmek için tercih edildiğini vurgulayan Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı Hüseyin Demirtaş, şuna dikkat çekiyor:

‘Sık denetlenmeli’

“İlaçlama ile ekim ve hasat arasında bir zaman olmalıdır. En önemlisi ise, denetim. Mesela Türkiye’de iki yıl önce yasaklanan ilaçlardan, ‘depodakiler bitene kadar’ uygulaması nedeniyle hala kullanımda olanları var. Bu depolar nasıl depolar? Tarım ve Orman Bakanlığı’nın uygulamaları çok değerli ancak çok sıkı bir denetim gerekiyor. Yanı sıra tarımsal eğitime verdiğimiz önemi de artırmalıyız.”

‘Organik madde’yi artıralım

Ulusal Hububat Konseyi (UHK) tarafından yayınlanan ‘Toprak Organik Madde Raporu’, bitkisel üretimde verimi artıracak bir program çağrısı yapmıştı.

Türkiye’nin birçok tarım bölgesinde toprakta ‘can’ demek olan organik maddenin çoğunlukla yüzde 2’nin altında, hatta yüzde 1 sınırında. Uzmanlar bunu artrmak için seferberlik çağrısı yapıyor.

Muadilleri de var

‘Roundup’ ilacı piyasada en etkili ilaç olarak biliniyor ancak muadilleri de sık sık kullanılıyor. Fire, Akbash, Knock Out, Knockdown, Ranidap gibi yerli ilaçlar; etken maddenin ithal gelmesiyle sağlanıyor.

Geçmişte neler oldu?

Bayer, 14 Eylül 2016’da tohum ve tarım ilaçları üreticisi Amerikan Monsanto şirketini 66 milyar dolara satın aldığını duyurmuştu.

Bu satın alma öncesinde 2012’den bu yana ‘kanser’ iddiaları çeşitli araştırmaların gündeminde.

Bayer böylece dünyanın en büyük tohum ve tarım ilacı üreticisi haline geldi.

Monsanto şirketi mısır, soya fasulyesi, pamuk, buğday ve şeker kamışı gibi genetiği değiştirilmiş tohum ürünleriyle tanınıyor.

ABD’de üretilen soya’nın yüzde 90’dan fazlası, mısırın ise yüzde 80’den fazlasının Monsanto’nun GDO’lu tohumları kullanılarak üretildiği biliniyor.

40 yıldan uzun bir süre önce piyasa çıkarılan Roundup dünyanın en çok bilinen yabani ot ilacı.

Bayer, CEO’su Werner Baumann, anlaşmanın ‘belirsizliği’ sonlandırdığını, davadaki hastalıkta şirketin sorumluluğu olmadığını kaydediyor.

2015 yılında, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) glifosatın insanlarda muhtemel kanser yapıcı etkileri olduğunu açıkladı.

‘Tarlada ürün kalmaz’

Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, ilacı yakından tanıdıklarını, yeşil olan tüm otu bitkiyi yok ettiğini söyledi. Arabacı, “Buralarda bağda bahçede ekipman girmeyen alanlardaki otları öldürmek amaçlı kullanılan bir ilaç. Ayrık otları için ekim alanı kenarlarında da kullanılabiliyor. ‘Mezarlık kurutan’ ilacı derler.

Özellikle mezar alanların çıkan otları temizlemek için kullanılırdı. Çiftçiler bu alanlarda kullanır ama içeriğini bilmez. Sonuçta ruhsatlı ilaçlar. Ama tarla alanına kullansa en başta zaten ortada ürün kalmaz. O yüzden kimi zaman hasat ardından kalan otlar için kullanılıp bekleme süresi geçtikten sonra ekim yapılır” diye konuştu.

‘Aynı makineye bile değdirmeyiz’

Pamuk ekim alanlarının etrafındaki otlar da benzer ilaçlarla yok ediliyor. Ancak tüm otları yok eden ilacın tarlaya sokulmaması için çiftçiler özellikle bilinçlenmiş durumda. İç Anadolu’dan bir üretici ise, çiftçinin ilaç ‘dozları’ konusunda uyarılması gerektiğini; ancak bölgede yaygın bir kullanım olmadığını belirtiyor.

Türkiye’nin önemli üretim merkezlerinden Kumluca’da ise çiftçiler ilacı tarlanın kenarına bile yaklaştırmadıklarını vurguluyor. Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce, “Karayolu kenarı, fundalık alanları, bahçede açık alanlar, çalılık çırpılık yerler gibi uygulama alanları var. Bizlerin özellikle tanığını ve meyveye sebzeye yaklaştırmadığımız ilaçtır. Çünkü tüm yeşili öldürür. İlaç makinesi olarak bile onu kullandığımız makineyi başka bir şeye değdirmeyiz” diye konuştu.

16 etken madde yasaklandı

Tarım ve Orman Bakanlığı geçtiğimiz günlerde 16 pestisit etken maddesinin yasaklanmasına karar verdi. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin öncülüğünde bir araya gelen Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın çalışmalarının bu yasaklamalarda etkisine dikkat çeken Zehirsiz Sofralar İletişim ve Kampanya Koordinatörü Turgay Özçelik, “Glifosat ya da diğer pestisitler için ‘tarım ilacı’ demek bile, onları masum gösteriyor. İlaç değil, ne yazık ki zehir bunlar. Türkiye’de de en çok kullanılan pestisitlerden biri glifosat. Yabancı otları öldürmek için kullanılıyor, ama biz insanlar dahil pek çok canlıyı zehirliyor. Onlara mahkum değiliz, tarım zehri kullanmadan da Türkiye’yi doyurmak mümkün” dedi.

‘Biyolojik mücadele lazım’

Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, habere ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımdan örnek verirken, “Türkiye’de yaygın kullanıldığını biliyorum. Bu haberin altına gelen yorumlarda da üreticilerin bizzat çok sık kullandıklarını iletmişler. Bakanlık zararlı ilaçların yasaklanması konusunda kararlar veriyor ama bir bakıyoruz 2 - 3 yıl daha kullanılıyor. Böyle bir şey varsa, bir damlasını bile hemen bitirmek lazım. Glifosat için Avrupa’da yasaklama çalışmaları var, ABD’deki dava ise bunun bir kabullenme olduğunu gösteriyor. Bu ilaçlardan kurtulmanın başlıca çaresi bakanlık tarafından da destek verilen biyolojik mücadele çalışmaları olur” diye konuştu.

“Tarım zehirleriyle ilgili daha radikal kararlar almak zorundayız” ifadesini kullanan Yıldırım, “Diğer temel bir çalışma ise ‘bilinçli kullanım’ olmalı. Üretici neyi ne için ve nasıl kullandığını çok iyi bilmeli. Sofraya gelene kadar toprağa da önemli zararlar veriliyor. Verim gelecek yıllarda çok azalabilir” dedi.

125 BİN KİŞİ PARA ALACAK

Bayer’in açıklamasına göre Roundup’la ilgili 125 bin civarında dava açan veya açmayan dosya için anlaşmaya varıldı. Bunun için ödenecek para ise 10.9 milyar dolar. Varılan anlaşmaya göre Bayer 8.8 milyar dolar ila 9.6 milyar dolar arası bir parayı hemen ödemeye hazır. 1.25 milyar dolarlık bir para ise ilerideki ihtilaflar için ayrıldı. Bayer’in ayrıca su konusunda ve başka bir ot ilacını konu alan 1.22 milyar dolarlık ayrı iki uzlaşmaya daha vardığı belirtildi.

kaynak: cnnturk.com

Makaleni beğendinizmi? Sosyal medyada takip edin!

Küfür, hakaret, rencide edici ve büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmayacaktır.

Sakura

San Francisco temelli bir firmanın tavuk tüyünden laboratuarda yetiştirdiği tavuk eti

Editörün Seçimi