Dünyanın Önde Gelen Haberleri ve Ansiklopedisi
Slimfit
  1. TARİH

Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/20. bölüm

Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/20. bölüm
Sakura

Mustafa Kemal Atatürk - Vesika 51-60

Vesika 51

13 Ağustos 1335

Şeyh Mahmut Efendi Hazretlerine

Faziletlû Efendim;

Makam-ı muallâ-yı hilâfete ve saltanat-ı Osmaniye’ye olan revâbıt-ı hakikiyeleri ve vatan-ı azizimiz hakkındaki alâka-i kat’iyeleri cümlenin ma’lûm ve müsellemidir. Harb-i Umumî’nin ma’kûs neticesi düşmanlarımıza çok fırsatlar bahşeylediğinden mütarekeden beri devlet, millet ve vatanımız hakkında revâ görülen tecavüz ve taaddiler gayr-i kabil-i tahammül ve kabul dereceye vâsıl olmuştur. Hilâfet ve saltanatın izmihlâline ve vatanımızın Ermeni ayakları altında çiğnenmesine ve milletimizin Ermenilere esir olmasına rıza gösterecek hiçbir Müslüman tasavvur edilemez. Düşmanlarımızın her taraftaki teşebbüsleri hep vatanın parçalanması ve milletimizin esir olması gayelerine matûftur. Milletten kuvvet alamayan ve esir vaziyetinde bulunan hükümet-i merkeziye aczden başka bir şey gösterememiştir.

Milletin yekvücûd olarak kuvvet ve kudretini cihana göstermesinden başka çare-i halâs ve nokta-i istinâd kalmamıştır. Bu sebeple senâverleri resmî makam ve sıfatımın haylûletini gördüğümden derhal silk-i askerîden istifa ederek vatan ve milletimizin halâs-ı tâmmına kadar milletle beraber ve milletin içinde çalışmağa karar verdim. Zât-ı âlileri gibi fedakâr, vatanperver dindaşlarımızın benimle beraber çalışacağınıza mutmainim. Bu defa Erzurum Kongresi’nce takarrür ettirilen beyanname ve nizamnamelerden takdim ediyorum. O havalice tevsi ve takviye-i teşkilât zımnında sarf-ı makderet buyurulmasını ricâ ederim. Yakında Sivas’ta in’ikad edecek olan umumî bir kongre ile de daha nâfi ve kat’î netâyic elde edileceği şüphesizdir. O havalide İngilizlerin muğfil telkinatının önüne geçilmesi pek ziyade lâzımdır. Cenâb-ı Hak cümlemize muvaffakiyetler ihsan buyursun. Gözlerinizden öperim efendim.

Sâbık Üçüncü Ordu Müfettişi
Mustafa Kemal

 

Vesika 52

13 Ağustos 1335

Norşinli Meşâyih-i Izamdan Şeyh Ziyaeddin Efendi Hazretlerine

Faziletlû Efendim:

Zât-ı fâzılânelerinizin Harb-i Umumî’nin imtidâdınca Osmanlı ordusuna ifa eylemiş olduğunuz hidemât-ı bergüzidelerine ve makam-ı muallâ-yı hilâfet ve saltanata göstermiş olduğunuz revâbıt-ı kalbiyelerine yakından muttali bulunuyorum. Bu sebeple zât-ı âlinize kalben pek büyük hürmetim vardır.

Bugün makam-ı hilâfetin, saltanat-ı Osmaniye’nin ve vatan-ı mukaddesimizin düşmanlarımız tarafından nasıl rencide edilmekte ve vilâyât-ı şarkıyemizin Ermenilere hediye edilmesinde ısrar olunmakta olduğu malûm-ı ârifâneleridir. Millete istinâd etmeyen İstanbul’daki hükümet-i merkeziye bütün bu düşman taaddileri karşısında âciz ve nâçîz kalarak hukuk-ı millet ve memleketi müdafaa edememekte olduğu tahakkuk etmiştir. Bu sebeple milletimizin mevcudiyetini ve vahdetini bütün cihana göstermek ve hukukumuzun indî ve şahsî kararlarla imhâsına müsaade edemeyeceğimizi anlatmak maksadıyla senâverleri resmî makam ve sıfatımdan tecerrüd ederek milletin içinde ve milletle beraber çalışmaktan başka çare göremedim ve derhal askerlikten istifa ettim.

Vakayi-i elîme tesiriyle her tarafta teşekkül eden millî ve vatanî cemiyetlerin murahhaslarından mürekkeb olmak üzere Erzurum ’da in’ikad eden bir kongre ile “Şarkî Anadolu Müdafaa- i Hukuk Cemiyeti” teşekkül etti ve vahdet-i milliyemizi dahil ve harice karşı temsil eylemek üzere bir Heyet-i Temsiliye kabul edildi. Bu hususa dair bir beyanname ve nizamnamelerden zât-ı ulyânıza takdim ediyorum. Zât-ı fâzılâneleri cemiyetimizin en muhterem azasından bulunduğunuz cihetle istihsal-i maksad-ı mukaddes için cümlece müsellem olan himmet ve gayretlerinin teşkilâtımızın o havalice tesrî’-i husûlüne ve muzır düşman telkinâtının izâlesine masrûf olacağına mutmainim. Birkaç güne kadar Garbî Anadolu ve Rumeli ’nin bi’l-cümle vilâyâtından gelmekte olan murahhaslarla da umumî bir kongre Sivas’ta akdolunacaktır. Cenâb-ı Hakk’ın avn ü inâyeti ve Peygamber-i zî-şânımızın feyz ü şefaati ile umum milletimizin bir noktada müttehit olduğunu ve hukukunu muhafaza ve müdafaaya kadir bulunduğunu cihana gösterceğiz.

Karîben Meclis-i Meb’ûsan’ımızı açtırmak ve millete müstenit kuvvetli bir hükümeti mevki-i iktidara geçirerek selâmet-i vatanı temîn eylemek müyesser olacaktır.

Muhabbet ve hürmetlerimin kabulünü ricâ ve o havalideki bi’l-cümle vatandaşlarıma selâmlar ithaf eylerim efendim hazretleri.

Sâbık Üçüncü Ordu Müfettişi
Mustafa Kemal

 

Vesika 53

13 Ağustos 1335

Garzan’da Rüesâdan Cemil Çeto Bey’e

Efendim!

O havaliden gelen zevâttan aldığım ma’lumâttan zât-ı âlinizin makam-ı muallâ-yı hilâfete ve devlet-i ebed-müddetimize olan revâbıt-ı kaviye ve hakikiyeniz âsârından olmak üzere vatan-ı azizimizin düşman âmâline karşı sıyâneti zımnında göstermekte olduğunuz himmet ve fedakârlığa muttali oluyorum. Bundan dolayı pek ziyade memnun ve müteşekkirim.

Erzurum’a gelmeden evvel vuku bulan telgraf muhhaber âtımızda ilk fırsatta oralara gelmek arzusunda bulunduğumu bildirmiştim. Fakat ahvâl ve hâdisât şimdiye kadar buna müsaade etmedi.

Mesmû-ı âliniz olduğu ve olacağı vechile Mütareke’den sonra İtilâf Devletleri devlet ve milletimizin hukukuna asla riayet etmeyip memleketimizi ve vilâyât-ı şarkiyeyi Ermenilere vermek, vilâyât-ı garbiyemizden İzmir gibi en mamur yerleri Rumlara hediye etmek, Karadeniz sahillerinde bir Pontus Rum hükümeti teşkil etmek gayelerine düştüler. Bir taraftan da İngilizler Diyarbekir ve havalisi halkını iğfal ederek türlü türlü şekiller vermeğe kalkıştılar. Üçüncü Ordu Müfettişliğim esnasında, düşmanların bu hainâne kasıtlarına mümânaata karar verdim. Ve bunun için icap eden teşebbüsâta giriştim. İstanbul’da esir vaziyetinde bulunan hükümet-i merkeziyenin bazı ricâli, milletten kuvvet almakta müsamahakâr davrandıklarından ecnebiler indinde hükümsüz kaldılar. Benim millî ve vatanî iştigalâtımdan bi’t-tabi düşmanlarımız memnun olmadılar. Beni Anadolu’dan İstanbul’a davet etmek istediler. Ben ise nihayete kadar milletle beraber ve sine-i millette çalışmaya karar verdiğimden derhal askerlikten istifa ettim.

Malûm-ı âlinizdir ki Anadolu ve Rumeli’nin tekmil vilâ yetlerinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri teşekkül etmiştir. Şarkî Anadolu vilâyât ve elviye-i müstakillesi murahhaslarından mürekkeb olmak üzere Erzurum’da bir kongre akdedildi. Bu sayede tekmil Şarkî Anadolu halkı birleşti. Dahilî ve haricî siyasetini tespit eden esaslı mukarrerât ittihâz etti ve bir de teşkilât nizamnamesi yaptı. Bunlardan zât-ı âlinize takdim ediyorum.

Birkaç güne kadar tekmil Garbî Anadolu ve Rumeli vilâyâtı murahhaslarından mürekkeb olmak üzere Sivas’ta umumî bir kongre in’ikad edecektir. Bu suretle de bütün millet yekvücûd olarak hukukunu müdafaa edecek hale gelecektir. Milleti müttehid bir halde gerek dahile ve gerek harice karşı temsil eylemek üzere bir Heyet-i Temsiliye intihap ve kabul edilmiştir ki, ben de bu heyette dahilim. İnşallah karîben Meclis-i Meb’ûsân toplanacak ve her türlü hukuk-ı millet ve memleketi müdafaaya kâfi kuvvetli bir hükümet mevki-i iktidara geçecektir. Milletin gösterdiği bu vahdet ve kudret sayesinde tekmil ecnebi devletleri, İngilizler, Amerikalılar, Fransızlar, İtalyanlar hulâsa cümlesi vatan ve milletimize hürmet etmeğe başladılar, inşallah netice mes’ûd olacaktır.

Şarkî Anadolu’daki cemiyetlerin birleşmesinden hâsıl olan “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” kat’î mesâisiyle devletimizin istiklâlini ve vatanımızın tamamîsini kurtaracağına hiç şüphe etmiyorum. Zât-ı âliniz Cemiyetimizin en mühim azasındansınız. Himmet ve gayretinizle o havalide az zamanda teşkilâtın takdim ettiğim nizamname ahkâmına mutabık olarak vücuda getirileceğine ve İngilizlerin milletimizi parçalamaya ve vatanımızı Ermeni ayakları altında çiğnetmeye matûf olan entrikalarına meydan verilmeyeceğine mutmainim.

Sivas Kongresi’nde bulunmak üzere muvakkaten Sivas’a gideceğim. Ondan sonra tekrar Erzurum’a geleceğim. Gözlerinizden öper orada bi’l-cümle vatandaşlarımıza mahsus selâmlar eylerim efendim.

Sâbık Üçüncü Ordu Müfettişi
Mustafa Kemal

 

Vesika 54

Sivas Kongresi’nde Kongre Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri tarafından îrâd olunan nutk-ı iftitahî

Muhterem Efendiler;

Vatan ve milletin halâsını istihdâf eyleyen sevâik-i mücbire, sizleri bunca meşak ve mevâni karşısında Sivas’ta topladı. Celâdet-perver azminizi tebrik ve beyan-ı hoş-âmedî eylemekle bahtiyarlığımı arz ederim.

Efendiler, muhterem heyetiniz, rehakâr müzâkerâtına girişmeden evvel bazı ma’rûzâtta bulunmama müsaadenizi ricâ ederim. Malûmdur ki milliyetler esasına müstenid vaadler üzerine 30 Teşrinievvel 34 tarihinde Düvel-i İtilâfiye ile mütareke akdedildi. Milletimiz âdilâne bir sulha nâil olacağını ümit etti. Halbuki mütarekename ahkâmı vatan ve milletimiz aleyhinde her gün bir suretle su-i istimâl ve taarruz ve icbâr suretiyle tatbik edildi. Düvel-i İtilâfiye’den kuvvet alan memleketimizdeki anâsır-ı Hıristiyaniye milletimizin haysiyetini kesr ü ihlâl mahiyetinde çılgınca harekâta koyuldu. Garbî Anadolu’da İslâmın harîm-i ismetine dahil olan Yunan zâlimleri Düvel-i İtilâfiye’nin enzâr-ı tesamühü karşısında canavarca fecâyi ika’ etti. Şarkta Ermeniler Kızılırmak’a kadar tevessü hazırlıklarına ve şimdiden hudutlarımıza kadar dayanan katliâm siyasetine başladı. Karadeniz sahillerimizde Pontus Krallığı hayalinin tahakkukuna bile çalışıldı. Adana, Ayıntap, Maraş ve Konya havalisine kadar Antalya işgal ve Trakya da işgal mıntakasına ithal edildi. Pâyitaht-ı saltanat ve makarr-ı hilâfetin ise hükümdar saraylarına kadar boğucu bir tarzda işgali suretiyle kalpgâh-ı devlette ecnebi inhisar ve tahakkümü teessüs etti ve bütün bu hak-şiken tasaddilere karşı hükümet-i merkeziye ihtimal ki tarihte bir misli daha görülmemiş surette tahammül etti ve daima zayıf ve âciz bir mevkide kaldı. İşte bu ahvâl milletimizi şedîd bir intibâha şevketti. Artık milletimiz pek güzel anladı ki Düvel-i İtilâfiye bu vatanda mukaddesât ve mukadderâtına sahip bir kudret ve irâde-i milliye mevcut olmadığı zehâb-ı bâtılına kapıldı. Ve bu zehâb yüzünden cansız bir vatan, kanunsuz bir millet nelere müstahak ise bimuhâbâ onların tatbikatına koyuldu. Buna karşı tevekkül ve teslimiyetin inkıraz-ı tâm faciasından başka bir netice vermeyeceği kanaati teeyyüd etti.

Efendiler, milletimizin sizler gibi münevverân ve hamiyetperverânı manzaranın elemli karanlıklarından naümid olmadılar, çünkü onlar bilirler ki tarih bir milletin varlığını, hakkını hiçbir zaman inkâr edemez. Çünkü onlar kuvvetli bir iman ile kanidirler ki, bir nikâb-ı bâtıl arkasından vatan ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, ortaya sürülen kanaatler muhakkak iflâsa mahkûmdur.

Efendiler, İtilâf Devletleri’nin haksızlıkları ve hükümet-i merkeziyenin zaaf ve aczi karşısında milletimizin mevcudiyetini isbât ve fiilî tecavüzlere karşı namus ve istiklâlini bi’l-fiil müdafaa hükmünü vermekte muztar kaldı. Matlûb olduğu vechile: Şarkta harb-i zâilin her türlü meşakkat ve elemlerini görmüş ve bilhassa Ermenilerin vahşet ve zulümlerine sahne olmuş matemzede hudut vilâyetlerimiz namus ve istiklâl-i millîyi kurtarmak maksadıyla Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye, Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetleri teşkil eylediler.

Şarktan ve cenuptan tehlike hisseden Diyarbekir vilâ yetimizde de Müdafaa-i Vatan Cemiyeti teşekkül etti.

Garpta Yunanlıların tecavüzü ihtimaline karşı teşekkül eden Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Yunanlıların sevgili topraklarımıza ayak basması üzerine ilhakı fiilen redde kıyâm etti. Trakya’da, Kilikya’da ve her tarafta millî cemiyetler teşekkül etti. Hulâsa garptan ve şarktan yükselen sada-yı millet Anadolu’nun en ücra köşesinde ma’kes buldu. Binâenaleyh millî cemiyetler düşmanların esaret boyunduruğuna girmemek kasdıyla millî vicdanın azm ü irâdesinden doğmuş yegâne teşkilât oldu. Bu sayede asırlardan beri müstakil yaşıyan milletimiz mevcudiyetini âleme göstermeye başladı.

Efendiler, milletçe çare-i halâsın ancak kendi ruhundan ve kendi taazzuvundan doğacağı kanaati tahakkuk edince; bâriz tehlikeler karşısında bulunan Şarkî Anadolu vilâyâtı “Erzurum Kongresi’ni” davet etti. Bu sırada idi ki cereyân eden muhhaberât ve sâik olan hâdisât ve zarurat ile de halâs-ı umumî-i vatanı istihdâf eyleyen Sivas Kongresi, bugün heyet-i muhteremenizin vücuda getirdiği Umumî Kongre, 21 Haziran 335 tarihinde karar-gîr olmuştur.

Efendiler, burada azîm teessüflerle heyet-i aliyyenize arz edeceğim ki, memleketin ve milletin mukaddesâtını temînde acz ü meskenetten başka bir kudret gösterememiş olan hükümet-i merkeziye sadâ-yı milleti boğmak, revâbıt-ı müştereke-i milliyeyi kırmak ve bu suretle milleti daima mağlûp göstermek gibi ancak düşmanlarımızın hesab-ı menfaatine kaydolunan harekât-ı mezbûhâne ve mütehalifede bütün celâdetini takındı. Bu hal tarih-i millimizde bi’t-tabi hükümet-i merkeziye hesabına pek şaibedar bir fasıldır.

Teşekkür olunur ki Efendiler, millet ve kudret-i milliyenin tamamen müzâhiri olan namuskâr ordumuz, hükümet-i merkeziyeyi ikaz suretiyle zararlar ta’kîm edilmiştir. Maahaza su-i tesirler bazı mertebe teehhürâtı bâdi olmuştur.

Hatırlarda olacaktır ki, Sivas Umumî Kongresi’ne teşrifleri için 22 Haziran’da vuku bulan davetnamede Erzurum Kongresi’nden bahsedilerek 10 Temmuz, in’ikad için esas itibar edilmişti. Garbî Anadolu murahhaslarının bu zamana kadar Sivas’a vâsıl olabilecekleri tahmin olunarak Erzurum Kongre heyetinin de Sivas’ta umumî ictimâa dahil olabileceğine imkân tasavur edilmişti. Halbuki Sivas Kongresi’nin in’ikadı ancak bugün müyesser oldu. Aradan bir ayı mütecâviz zaman geçti. Bu uzun müddet zarfında Erzurum Kongresi heyetinin intizâr etmesinden ise zaten ma’lûm ve müşterek olan makasid-i asliye ve nikat-ı esasiye üzerinde icra-yı müzâkerât ve ittihâz-ı mukarrerât eylemesi münasip görüldü. Ve sonra da murahhasların mahall-i intihaplarına avdetleriyle mukarrerâtın fiilen tatbikatına başlamaları tercih edildi. Fakat kongre heyet-i umumiyesi ve binâenaleyh Şarkî Anadolu namına Sivas Kongresi’nde hazır bulunmak üzere Heyet-i Temsiliye’den bir heyetin tevkiline karar verdi.

Erzurum Kongresi’nin beyanname ve nizamnamesi muhteviyâtından başka hafî kalmış hiçbir karar yoktur. Yalnız Sadrazam Ferit Paşa’nın Paris seyahatinden avdetinde Anadolu’da şûriş olduğuna dair vuku bulan bir ta’mîmi Kongrece büyük teessüflerle okunmuş ve muhâlif-i hakikat ve menâfi-i memleket ve millete muzır bu gafilâne tebliğin derhal tekzîbi şiddetle kendisinden talep edilmiştir. Bir de intihâb-ı meb’ûsanın tesrî’i talep olunmuştur. Erzurum Kongresi yalnız Şarkî Anadolu murahhaslarından teşekkül etmiş bulunduğu için salâhiyetini bu daire dahiline hasretmek mecburiyetini nazar-ı dikkatte tutmuştur. Ancak Garbî Anadolu ve Rumeli murahhaslarının iştirakiyle tecelli edebilecek âm ve şâmil salâhiyetin istimâlini heyet-i muhteremenizin huzuruyla meşrût ve mukayyed gördü. Hatta bu sebepledir ki Şarkî Anadolu’daki millî cemiyetlerin birleşmesinden hâsıl olan kütleye unvan verirken Şarkî Anadolu kaydı konuldu. Ale’l-ıtlak “Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” yahut “Anadolu-Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” unvan-ı umumîsi istimâl edilmek ve bütün milletin hukuku namına kendi kendine salâhiyet vermek doğru olamazdı. Bu takdirde İstanbul’da vuku bulduğu gibi beş, on kişinin bir araya gelerek bütün milletin sahib-i salâhiyet vekilleri imiş gibi indî ve sahib-i aslî olan milletle alâkasız bir teşebbüs mahiyetinde olabilirdi. Buhunla beraber Efendiler, Erzurum Kongresi bütün memleketin ve milletin ittihat ve ittifak noktasında Şarkî Anadolu vilâyetlerince vilâyât-ı sâire ile her nokta-i nazardan iştirak-i mesâi temîni emel-i kat’îdir üssü’l-esâsını kabul eylemiştir. bi’t-tabi huzur-ı âlinizle münakid işbu Sivas Umumî Kongre’mizde vatanımızın yekpare, milletimizin yekvücûd olduğunu lüzumu gibi ifade ve isbât edecek esâsât vaz’ olunur.

Efendiler, Millet Meclisi’nin toplanması için öteden beri gösterilen âmâl-i milliye karşısında hükümet-i merkeziyenin bidayetten beri aldığı ihmalkâr ve bi’l-âhire mütemerridâne ve Kanun-ı Esasî’ye külliyen mugayir etvârı son günlerde cereyân-ı millî tesirâtıyla mümâşatkâr bir vaziyete girmiştir. Intihâbata emir verildiği malûmunuzdur. Bunun tahakkukunu inşallah azm ü celâdetiniz vücuda getirecektir. Ancak buna takaddüm eden safha-i vakayide müteaddit veya münferit ecnebi mandaterlikleri gibi doğrudan doğruya hayat ve istiklâlimizle alâkadar bir mesele mevzu-i bahis olmaktadır.

Meclis-i Millî’nin henüz toplanmamış olduğu bir sırada mahsur ve istiklâlini zayi etmiş olan hükümet-i merkeziyenin münferit ve gayr-i meşrû’ bir kararı veyahut âmâl-i milliyeye muhâlif bazı tekâlif-i hariciyeye inkıyâd ve ser-fürû etmiş gibi emr-i vâkilerin ihtimal-i zuhûrâtına karşı Erzurum ve Sivas Kongrelerinin ruh-ı millîyi temsilen ve bir birini takiben ictimâi muhakkak bir fâl-i hayr ü selâmettir. Ma’rûzâtım hitam bulurken vatan ve milletin fevz ü halâsı gayesine merbût olan heyetimizin muvaffak bi’l-hayr olması temenniyâtını bârgâh-ı ilâhiye ref’ eylerim.

 

Vesika 55

Adet
95

Sivas, 13.9.35

Konya’da K. O. 12, Diyarbekir’de K. O. 13, Balıkesir’de K. O. 14, Erzurum’da K. O. 15, Ankara’da K. O. 20.
Bursa’da Fırka 17, Çine’de Fırka 58, Bandırma’da Fırka 61, Niğde’de Fırka 11 (61. Fırka vasıtasıyla Edirne’de K. O. 1) Kumandanlıklarına

Hükümet-i merkeziyenin takip ettiği meslek-i irticakârâne ve son zamanlarda aldığı vaz’-ı mutlakıyet mevcut endişe ve heyecanı teşdide bâis olduğu gibi meb’ûsan intihâbatının icrasında ihmalkârâne hareketi, sulhün aleyhimizde olan bi’l-cümle icâbatını kabul ve millete bir emr-i vâki tarzında takdim edeceğini işrâb etmekte ve şu halde Sulh Konferansı’na verdiği nota mûcibince Toros’un berisindeki vilâyâtımızın zıyâı ve Aydın vilâyetinde kabul ettiği hudûdun garp aksâm-ı sahiliyesi ve memleketin muhtelif kıtaat-ı meşgûlesi maazallah zayi edilmek tehlikesi bütün üryanlığıyla hissedilmekte olduğundan Meclis-i Mebusan’ın intihabıyla milletin hukuk-ı mukaddesesini istimâline ve irâde ve kudretini izhâra meydan kalmadan böyle bir vaziyet-i mühlike karşısında ittihâz-ı tedâbîr ve müdafaa-i hukuk eylemek ve keza halkıteslîh ve yekdiğeri aleyhine kıyâm ve kıtâle teşvik cinayet-i denâetkârânesine teşebbüs ettiği elde edilmiş olan vesâik ile gayr-i kabil-i red bir surette tahakkuk eden hükümet-i merkeziye ile her türlü tedâbîre rağmen muhafaza-i mevki ettiği müddetçe kat’-ı münasebat edilmekle şayet bu müddet ve şu hal devam edecek olursa memleketin idâresi ve aynı zamanda tahassülü me’mûl yeni vaziyetlere karşı mukadderât-ı milletin takrir ve tesbiti zımnında bir umumî kongrenin fevkalâde olarak akdine ihtiyaç hâsıl olması me’mûldur. Lede’l-icâb bu fevkalâde kongrenin derhal ictimâını temînen azasını şimdiden intihap eylemek menâfi-i memleket icabından görülmektedir. Garbî Anadolunun murahhasları zaten Sivas’ta müctemi bir haldedir.

Binâenaleyh her sancaktan kazalarının adedine göre muktezi murahhasların şimdiden intihâbıyla ilk icrâ edilecek tebliğde gösterilecek mevki-i ictimâa şitâb etmek üzere ihtiyaten hazır bulunmalarının temîni ile isimlerinin şimdiden Sivas’ta Heyet-i Temsiliye’ye bildirilmesi ricâ olunur.

İşbu şifrenin suretini mıntakadaki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine tebliğ ve hükmünü müttehiden icraya himmet ve bir an evvel intâc buyurulması ricâ olunur.

Heyeti Teslimiye [namına]
Mustafa Kemal

 

Vesika 56

Erzurum
529

Şifre mahlûlüdür

Sivas’ta Üçüncü Kolordu Kumandanlığı’na

Bedirhanî ailesinden Celâdet ve Kâmran ile Diyarbekirli Cemil Paşa ailesinden ve firârîlerden Ekrem namındaki üç şahıs silâhlı Kürtler muhafazasında ve vaktiyle Diyarbekir vilâyetinde aleyhimize propagandalar yapan İngiliz Binbaşısı Noel refaketinde olarak Elbistan ve Arga üzerinden .... Malatya’ya geldiler. Mutasarrıfla Belediye Reisi tarafından istikbâl edildikleri; Binbaşı Noel’in Türk, Kürt, ve Ermeni nüfusunu tetkik etmek üzere hükümet-i merkeziyenin müsaadesiyle dolaştıklarını söylediği ve fakat yedinde vesika olmadığı, Malatya’daki süvari alayının mevcudunun azlığı dolayısıyla bunların derdestine cesaret edemediği, maahaza bunların derhal tevkifi için İstanbul’a mürâcaat edildiği On Üçüncü Kolordu’dan bildirilmiştir. Bu adamların ne maksat ve ne için nereleri gezecekleri hakkındaki ma’lumâtını Harput Valisi’nden sordum. 6.9.35

  1. O. 15 Kumandanı
    Kâzım

 

Vesika 57

Şifre
Zata mahsus ve dakika tehiri gayr-i câizdir

7.9.35

Diyarbekir’de 13. Kolordu Erkân-ı Harbiye Riyâsetine

Memleket için pek muzır harekât icrasıyla meşgûl oldukları tahakkuk eden Vali Galip Bey, Malatya Mutasarrıfı ve Kâmran ve Celâdet ve Ekrem Beylerle refakatlerinde bulunan İngiliz Binbaşısı’nın behemehâl tevkif ve Sivas’a sevk edilmeleri için bizzat On Beşinci Alay Kumandanı İlyas Bey’in emrinde altmış kadar atlı ve ester-süvârın en geç olarak 9.9.35’te Harput’tan Malatya’ya hareketi icap etmiş ve tesrî’an li’l-maslaha doğruca mezkûr Alay Kumandanlığı’na da tebligat yapılmıştır.

Bu müfrezenin sür’at-i hareketinin temînini ehemmiyetle ricâ ederim. Berâ-yı muâvenet yarın Sivas’tan bir otomobil ile bazı zâbitân dahi gönderilecek ve müfreze için vesâit-i nakliye tedârikinde ihtiyâr edilecek masraf da buraca tesviye edilecektir. On Beşinci Alay’a verilecek emir suretinin acilen iş’ârını da ayrıca ricâ ederim. Bu hususlara kumandanınızın muvafakati olmasa bile icrası elzemdir.

  1. O. 3 Kumandanı
    Salâhattin

 

Vesika 58

Zata mahsustur.
Gayet aceledir. Dakika durmayacaktır.

Elaliz’den 8.9.35

Sivas’ta K. O. 3 K.

C: 8/9/35 zata mahsus şifreye:

  1. Telgraf alınmış ve anlaşılmıştır.
  2. Malatya buraya üç gün mesafededir. Orada süvari ve topçu alayları vardır. Hareket hazırlığı ikmâl edilmiş ve Kolordu’dan aldığım emir üzerine hareketim tehir edilmiştir. Kolordu’nun muvafakati olmadan buradan hareket etmekliğim münasip olmayacağından hareket emrimin Kolordu’dan tebliğine delâlet buyurulmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Maruzdur. 11697 numara iledir.

Alay 1 5 Kumandanı
Binbaşı
İlyas

 

Vesika 59

Malatya’da Süvari Alay 12 Kumandanı Cemal Bey’le 7/8 Eylül 335 gecesi makine başında vuku bulan muharebedir. (Muharebeye başlamadan evvel hüviyetini anlatması hakkında sorulan sual üzerine şu ma’lumâtı verdi: Üç yüz on bir nihayetinde neş’et etmiş. Kafkas ve Suriye cephelerinde, Süvari İkinci Fırka’da, Aşiret ihtiyat Fırkası Müretteb Süvari Alay Kumandanlığı’nda ve İran’da Süvari İkinci Alay Kumandanlığı’nda bulunmuş, İstanbullu imiş).

Sual– Muhaberemizin hiçbir noktasının hiçbir kimseye söylenmeyeceğine dair yanınızdaki telgraf müdür ve memuruna yemin ettirmenizi ricâ ederim. Muhabereye devam edeceğiz.

Cevap– Yemin ettiler kimse kalmadı. Yalnızız efendim.

Sual– Oraya, bir İngiliz binbaşısı gelmiş, ismini, yanında kimler olduğunu bildiriniz ?

Cevap — Vesikasında, Covbertin Noel’dir. Refakatindekiler Bedirhanzade Kâmran ve Celâdet Beylerle Diyarbekir’li Cemil Paşazade Ekrem Bey ve Diyarbekirli Hilmi Efendi ve birtakım Ekrâddan ibarettir.

Sual — Ekrâd dediğinizin miktarı nedir ve o binbaşı cinsinden ne kadar kuvvet vardır?

Cevap — On beş yirmi kişi kadar vardır. Bir çavuş, bir neferi var. Başka yok efendim.

Sual — 5/6 gecesi Elaziz Valisi otomobille oraya gitmiştir. Orada mıdır ve onlarla temasta mıdır?

Cevap — Buraya gelmiştir. Noel ile görüşmüştür. Bugün de iade-i ziyaret olmak üzere Noel Vali’nin misafir bulunduğu Fabrikatör Mehmet Efendi’nin hanesine gidecektir. Diğerleriyle görüşüp görüşmediğini bilemiyorum.

Sual — Alayınızın el altında mevcudu nedir?

Cevap — Alayın bölükleri müteferriktir. Burada ancak bir kadro bölüğü vardır. Ânın da bir kısım atları takibattadır.

Sual — Şimdi, bu anda eliniz altında kaç müsellah nefer vardır?

Cevap — On beş, yirmi çıkarılabilir.

Sual — Vali Galip Bey’i ve İngiliz Binbaşısı’nı, Kâmran, Celâdet ve Ekrem Beylerin kâffesinin müdebbirâne tertiple bu gece tevkifleriyle Sivas’a tahrikleri elzemdir. Vaziyetiniz bunu yapmaya müsait midir? Size buradan ve Harput’tan muâvenet yetiştirilecektir.

Cevap — Vali’yi de beraber mi?

Sual — Bilhassa, evet!

Cevap — Arz ettiğim vechile vaziyet ve kuvvetim buna gayr-i müsaittir. Kâmran, Celâdet ve Ekrem Beylerin tevkifleri hakkında Kolordu 13 Kumandanı’yla muhabere cereyân etti. Neticesinde şimdilik tevkifleri vaziyetin nezaketi hasebiyle muvâfık olamayacağı hakkında emir de vürûd etmiştir.

Sual — Kendilerine hissettirmeksizin sıkı tarassudatta bulundurunuz. Her hareketlerinden bize ma’lumât veriniz. Kolordu Kumandanı’ndan emir gelecektir. Bir tarafa hareket ederlerse istikamet-i hareketleri ve otomobille mi hareket ettikleri bildirilmelidir. Bu zevât meyânında Vali Bey de dahil, İlyas Bey’le aranızda şifre var mıdır?

Cevap– Vali Bey Elaziz’den Amerika otomobiliyle gelmiştir. Diğerlerinin otomobili yoktur. Cümlesi atlı olarak gelmiştir, İlyas Bey’le şifremiz vardır.

Sual– Teşekkür ederim. Netice-i tetkikatınıza her an intizâr eyleriz efendim. Bizimle muhabere için lâzım gelen şifre size bildirilecektir.

Cevap — Her an emr-i âlinize âmâde ve lâyık olmadığım teşekkürâtın minnettarıyım. Gönderilecek şifrenize muntazır bulunduğumu arz eylerim.

Şifre

8.9.335

Malatya’da Alay 12 Süvari Kumandanı Cemal Bey’e

Zevât-ı malûme hâlâ orada mıdır ve bunlar hakkındaki tarassud tertibâtınız ne dereceye kadar emindir, öğle ve akşam olmak üzere günde iki defa ita-yı ma’lumât ricâ olunur. Mustafa Kemal

Ahmet Zeki

 

Vesika 60

Gayet aceledir.
360

Diyarbekir’den, 8.9.35

Sivas’ta: K. O. 3 Kumandanlığı’na

C: 7.9.35 şifreye:

Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine: 15. Alay Kumandanı’na yazılan şifre berâ-yı ma’lumât zîrdedir.

1– Malatya’daki heyetin memleketin selâmeti nokta-i nazarından ne kadar muzır olduğu âşikârdır. İki ay evvel Diyarbekir vilâyetinde Hükümet aleyhinde alenen propaganda yapan Milli reisine bir buçuk aya kadar buralarda Hükümet-i Osmaniye memurları kalmayacaktır, diyen Musul vilâyetinin bugünkü hercümerç ve (mrdnh) sebeb-i yegâne olan Noel gibi ve (r h e n k a h) maksata hizmet edeceği bedîhîdir. Diyarbekir’de İngiliz himayesinde Kürdistan teşkiline çalıştığından/ (alşdgndadvzyy) takibata uğradğından Haleb’e firâr eden Cemil Paşazade Ekrem’in İngilizlerle beraber bulunması öteden beri Hükümet-i Osmaniye’ye düşmanlıklarıyla meşhur Bedirhanîlerden Kâmran ve Celâdet’in de refakat etmesi ve bunların doğruca öteden beri âmâl-i hainânesi ma’lûm olan Malatya Mutasarrıfı’nın mıntakasına gelmeleri pek ziyade câlib-i dikkattir. İstanbul’un, Vali’nin ve Mutasarrıf’ın azli hakkındaki müteaddit iş’ârâtımıza rağmen Mutasarrıf’ı elân vikaye eylemeleri kolorduların mâdûn kumandanlarla bile şifreli muhaberesini mâni emir veren İstanbul hükümet-i merkeziyesinin âmâl-i hainânesi kendilerince ma’lûm olan Noel gibi bir propagandacıya şifre ile muhabere ve istediği adamlarla görüşmek, istediği yeri gezmek için müsaadeyi hâvi bir vesika vermesi Kolordu’ca Harbiye Nezareti’ne bu heyetin geri aldırılması hakkında yazılan esbâb-ı mûcibeyi ve mütâlaayı hâvi şifrelere cevap bile verilmemesi, Vali’nin mıntıkasında şiddele tezâhürât-ı milliye aleyhinde bulunması ve şiddetle tehcir mesâilini takip etmesi ve geldiği günden beri aşâir arasında dolaşarak esrarengiz bir siyaset takip etmesi de calib-i dikkat mevâddandır.

Hükümet-i merkeziyenin vilâyât-ı şarkiyede hareket-i milliyeye mâni olmak maksadıyla İngilizlerle bi’l-müzakere Elaziz vilâyeti aşâirini para ile itmâ suretiyle elde etmek istemeleri, bu vechile mukabil bir kuvvet teşkil eylemek arzu etmeleri pek muhtemeldir. Bunun menâfi-i vataniyeye ne derece mugayir olacağı âşikâr ise de tarihimizde Rusları İstanbul’a çağırmak gibi lede’l-îcab düşmandan istimdat edilmiş olduğunun mukayyed olduğu düşünülürse bu fikir istib’âd edilemez. Hassaten umum Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin programını çizmek üzere Sivas’ta mün’akid Umumî Kongre’nin in’ikadda olduğu bu sırada Elaziz ve Malatya’da âmâl-i millete mugayir bir hareket görülmesi vatanımızın âtisi nokta-i nazarından cidden pek muzırdır. Buna ise ancak sizin gibi fedakârân-ı vatan çare-sâz olacaktır.

2– Üçüncü Kolordu ile Kongre heyet-i muhteremesi de memleket için pek muzır harekât icrasıyla meşgûl oldukları tahakkuk eden Vali Galip, Mutasarrıf Halil, Bedirhanîlerden Celâdet, Ekrem ve Binbaşı Noel’in behemehâl tevkif ve mahfuzen Sivas’a i’zâmını hassaten ricâ ediyorlar.

Bu maksatla kumandanız altında 60 kadar atlı ve ester-süvârın en geç olarak 9 Eylül’de Harput’tan Malatya’ya tahrik edilmesi icap ettiğini ve berâ-yı muâvenet bugün Sivas’tan bir otomobil ile bazı zâbitânın gönderileceğini bildiriyorlar.

3– Esasen Malatya’da süvari ve topçu alayı var. Fakat Alay Kumandanları beceriksiz ve o kadar mutemet değildirler. Vali postayı vuranları bizzat takip fikriyle bütün Süvari Alayı’nı istemiş, Alay yalnız Hısnımansur’daki bölükle beraber cem’an 40 atlı vermiştir. Maksatlarını istihsal için Malatya’da kuvvet bulundurmak maksadıyla bu da bir plân olabilir. Alay’a zinhar fazla kuvvet verilmemesini yazdım. Vali’nin, efrâdı firâra teşvik için cemiyet teşkil ettiği hakkındaki istihbârât da bu fikri teyid eder. Buradaki taburunuz yarın Harput’a hareket ediyor. Siverek’teki Süvari Bölüğü de kestirme yoldan Malatya’da Alayına iltihak emri aldı. Evvelce size lüzumunda efrâdı hayvanata bindirerek serian Malatya’daki kuvveti takviye için Kolordu’dan emir verilmişti.

Malatya vaziyetinin ehemmiyet kesbettiğini (as..pahs) ettiğinizden (vhs..h) imkân nisbetinde harekâtınızı gizliyerek altmış kadar ester-süvârla ve iki makineli tüfekle Malatya’ya gidebilir ve Kolordu’ya Malatya’dan bu emre tevfîkan muvakkaten Malatya’ya geçtiğinizi yazarsınız. Oradaki zâbitân ve Sivas’tan geleceklerle görüşerek ikinci maddedeki arzuya tebaan icabını yapmak hamiyet-i diniye ve gayret-i vataniyelerinden muntazardır. Vali gitmiş olursa İngiliz’in derdestinde de mahzûr-ı azîm görürseniz diğerleri hakkında icabı yapılır. Neticede Kolordu’ya Sivas’tan gönderilen müfreze tarafından yapılmış olduğunu söylersiniz. Her halde bu bâbda gayet mâhirâne ve cesaret-i medeniye ile hareket edilmesi. Hareketinizi, muvâsalatınızı bana, Sivas’a bildirmenizi bu bâbda gayet ketûm davranılmasını, ahvâle göre tatbikatta mahzur ve imkânsızlık görürseniz bildirmenizi hassaten ricâ ederim.

  1. O. 13 Erkân-ı Harbiye Reisi
    Halit
Makaleni beğendinizmi? Sosyal medyada takip edin!

Küfür, hakaret, rencide edici ve büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmayacaktır.

Sakura

San Francisco temelli bir firmanın tavuk tüyünden laboratuarda yetiştirdiği tavuk eti

Editörün Seçimi